16 Eylül 2011 Cuma

2. Ali Dağı Yamaç Paraşütü Kupası

Belki bilmeyeniniz vardır; 12'sinden beri Kayseri'de yarışma yapılıyor, bugün (17 Eylül Cumartesi) son task yapılacak. Bizimkiler fena değil, istikrarlı gidiyorlar. Sonuçlara şuradan ulaşabilirsiniz: www.outdoorfestival.org/resultspg.html

Bu arada ilk "kros"unu yapan var. Kendisi geldiğinde biranızı istemeyi unutmayın. Hatta viski, tekila filan da iyi gider ;)

Ayrıca yarışmacılardan birisi de burayı doldursa fena olmazdı. Hikayelerini dinlerdik, daha ayrıntılı bilgi sahibi olurduk yarışma hakkında..

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Denizli XC Open 2011

Sezona iyi başlamalarına rağmen 8-14 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Denizli XC Open 2011 yamaç paraşütü şampiyonasında onlarca uçuş gerçekleştiren sporcularımız, 2011 Parawaiting şampiyonluğu şansını kaybetti. Genç sporcu Volkan'ın "Sport Class" birinciliği ile teselli bulan takımımızda Volkan, çoğu "Serial" ve "Open Class" kanadı geride bırakıp 17. olarak gelecek için ümit verdi. Takım genel olarak çok iyi görüntü çizmese de, önümüzdeki yarışmalara tecrübesi artmış olarak gideceği için sıralamada daha iyi yerlerde olmayı hedefliyor. Parawaiting şampiyonluğu için ise 2011-2012 kış döneminden umutlu... Sporcularımızı tebrik eder, sonraki yarışmalar için başarılar dileriz. Sonuçlara şuradan ulaşabilirsiniz: http://www.thsf.gov.tr/yamac-parasutu-sampiyonasi-sonuclari.html

18 Aralık 2010 Cumartesi

Yk uyuma yavrukuşa sahip çık !

Odtü Hat batmanın eşiğine mi geldi ? Yavrukuşların ayaklarına giyecek bir çift ayakkabısı bile yok mu ?? Uçma hevesiyle yalınayak yamaca koşturan gençlerin acı dramı.. Bugün hakkında söylenecek o kadar çok şey varki ancak bunları etkinliğe gitmiş birinden duymayı tercih ederim :)
Benim yazacaklarım ise bir efsane hakkında:
O ki yılmadan defalarca deneyerek bu topluluğa girdi
O yalınayak yamaca koşan adam
O cenabet dönemin bir üyesi evet o bizden biri ve o artık bir efsane :)
Topluluğumuzun başkanına burdan seslenmek istiyorum efsaneleri yaşatalım onları koruyalım gerekirse bir çift ayakkabı alalım :)

16 Aralık 2010 Perşembe

2009-2010 dönemi cenabetliği geri döndü. 2 haftadır ne bir etkinlik ne bir uçuş.

5 Aralık 2010 Pazar

işin aslı; lanet ve uçamayış üzerine.

işin aslı şudur ki, gün şu şekilde başladı;

sevgili başlangıçlarımızdan iki tanesi, etrafta dolaşan lanet mevzularından habersiz olacak ki 'bugün hava da güzel duruyor, uçarız ha' şeklinde konuşuyorlardı. bunu duyan e.d. içten içe şeytani bir gülüş attı ve aklından o an geçenler çiğdem, psp, ders notu ve diğer bütün lanetlerin ötesinde sonuçlara yol açabilecek güçteydi.

e.d. içten içe ingilizce sınavı olan ikinci sınıflar ve laneti usul usul üzerlerine çeken başlangıçlar uçamayacağı için kendilerinin 6 sortiyle yine kendilerini aşıp, bir kez daha cenabet olmadıklarını göstereceklerini düşünüyordu ve her şey içinden geçirdiği şekle bürünüyordu sanki.

hatıraya ulaşıldığında gördüğü kanatlar, yüzünde ince bir gülümseme halini aldı, gün uçuş günüydü. hatıra da durulduğunda eğitmenler kararsızlık çemberi oluşturup bir karar arıyorlardı ama bunu da iyiye yormayı bildi e.d. racon mu hatıra mı? eğer hatıra olabilirse 4-5 başlangıç uçabilecek sonra yine racona gidilecek ama racon'a gidilirse işte o zaman gün boyu eğitmenler ve cp'ler soaring yapacak cp adayları da az sayıda olmaları sebebiyle aşağı uç- yukarı çık'la yorulana kadar sorti dönebileceklerdi, karar bir kez olsun vucutlarına kalacaktı.

ve racon'a gelindi; racon hep korkutmuştu fabrikanın ordan başlayan ve bataklıklarla savaşmayı gerektiren uzun yürüyüşleriyle ama e.d. olaya egemendi kafasından geçeni gerçekleştirebiliyordu ve araçlar uzun bir süreden sonra içeriye kadar girebildiler. tek zorluk tırmanış kalmıştı ama tırmanış da sefanın mini minnacık cefası olabilirdi. araçtan çıkınca rüzgar ufak ufak tokatlar atarak ben burdayım dese de, umudu kıramadı. yamacın ilk yüksekliklerine erişince tokatlar şiddetlendi ve tırmanış- uçamama umutsuzluğu derken tırmanan herkesin yüzünde birbirinin aynısı mutsuzluk ifadeleri oluştu, saatler süren bir 20 dakika sonrasında parawaiting noktasına varıldı. artık e.d. dahil olmak üzere herkes biliyordu parawaiting laneti sinsi sinsi minibüslerine binmiş, eğitmenlerin kararsızlık çemberine katılmış ve raconda bağıra bağıra gülüyordu! e.d. kendi içindeki çatışmayı kazanmak için, kendini kandırmaya çalışıyordu. kanatlar ve harnesler birer tuğlaydı artık, sadece birer rüzgar önleyici tuğla. ve arkasında taşlar ve dikenler üzerinde oturan güruhumuzdan çeşitli zamanlarda aynı soru yükseliyordu 'yoksa dindi mi?' dinmiyordu ama e.d. biliyordu eğitmenler bir havalansalar rüzgarı dindireceklerdi, bu görevi olcay üzerine aldı; rüzgarla uzun uğraşları ve 'sen mi büyüksün ben mi?' dalaşı sonrasında altındaki bizlere acımayla dolu bir bakış attı ve rüzgarın kendini önce yamacın arkasına sonra da hatıraya kadar götürmesine izin verdi. rüzgar 'gel, uğraşma' demişti 'onlar hakettikleri laneti yaşıyorlar, seni hatıraya, uçan mutlu insanlara götürüyorum!'

günü özetleyen sahne hatıraya geri dönüldüğünde gerçekleşti, minibüslerinin içinde bekleyen 40 civarındaki kişi aynı sahneyi izliyordu; gün boyu uçan ve kanat katlayan insanların arasından uçuş yaparak günün amacını yerine getirmiş yegane eğitmen yavaş adımlarla, kendisini bekleyen minibüslere doğru yürüyordu.

4 Aralık 2010 Cumartesi

Bugün İngilizce sınavı olan masum 1.sınıfların geçen yılın cenabetliğine bir katkısı olmadığı ortaya çıktı zira bugün uçuş olmamış artık asıl cenabeti bulmamıza az kaldı. Bugün yamaca giden ve ikinci senesinde olanlara bir bakmak lazım. Yine çekirdek götürmek gibi bir delilik yapıldıysa onu bilemeyeceğim. Neyse yine İngilizceciler kurtuldu kimse onlara küfür etmeyecek saat 2ye sınav koydular diye. Ayrıca Tayfun'un annesi yine kazandı.